18 Ekim 2012 Perşembe

Tarhana....





Herkesin anne çorbası dediğinde belki ilk akla gelen... 
Her derde deva...  
İçinde tüm besinleri arındıran, 
Pratik ama geleneksel...
Ağustos ayında kırmızı biberler ve domatesler  iyice olgunlaşınca tarhana yapımı zamanı geldi demektir!! 
Biz de yine tazecik süt ile yapılan yoğurdumuzu bir gece önceden torbaya atıp önce süzme yoğurdumuzu hazırladık. 
Sonra tüm malzemeleri bolca ekleyip yoğurduktan sonra ekşimeye bıraktık... 
Kuruyan ve elenen tarhanalarımız ise hepimizin tatması için hazır!!!


Tarhanayı Irmak'ın severek içmesi benim de işimi çok kolaylaştırıyor. Hafta sonu yemek olmadığı anda imdada yetişiyor, cezvede bile pişiriyorum. Yeni yemek hazırlayana kadar Irmak'ı biraz oyalıyor. Hatta, gerçekten kendi yaptığının tadını çıkararak; kendi pişiriyor ve afiyetle yiyor :)












Tarhananın orjinal hali...

ve tarhananın dumanı üstünde pişmiş hali...






15 Ekim 2012 Pazartesi

Irmak büyürken dökülen sözler...

Irmak doğduğundan beri, sürekli düzene girmesi ile ile ilgili bir ay geçsin, üç ay geçsin, 6 ay geçsin, yaşına girsin şöyle olur böyle olur sözleri duyuyorum... Artık 3 yaşını da bitirdi ki 3 yaşına çok umutluydum ama ne uykusu ne de sürekli kucakta taşınması geçmedi...
Değişen tek şey duygularını ve düşüncelerini harika bir şekilde ifade etmesi... Zaten istekleri konusunda direnen bir çocuktu iyice isteklerini yaptırmak konusunda net oldu..
Kucağımdan inmemesi çok yorucu ama bir o kadar da güzel:) İleride kucağıma gelmeyeceği günlerde özlem duymayacağım... Kırk tane görev bir arada olsa annelik görevi de başkaymış bunu öğrettin bana bu 3 yıl...

  • Terliklerini giyer misin Irmakcığım. "Merak etme sen ben halıya basarım.."
  • Anneannesinin fotoğrafını gören Irmak : "Keşke anneannem de burada olsaydı, çok özledim..." 
  • Beni kucağına (Irmakça; cakına) alırmısın. Ama hadi, kucağına gelmek istiyorum..
  • Anneannecim, çayını içermisin, midene iyi gelir..
  • Hasta olan annesine; anneciğim iyileştin mi... 
  • Viraja giren arabaya, aa kaydıraktaki gibi
  • Misafirler gitttikten sonra bana yardım etmeye başlayıp, " ben sana yardım ederim annecim, kıyamam sana..."
  • Anne seni çok seviyorum / Anneni neden çok seviyorsun? / Çok tatlı da ondan:) / İçine sinmeden, Masanın etrafında duran baba, anneanne ve dedemi de seviyorum diyerek "aa en önemli kişiyi unuttum, Irmak'ı çok seviyorum:)"
  • Başkasının kolunda gördüğü saate; "Annemin saatine benziyor:)"
  • Seni çok özlüyorum, bugün büyük yatakta seninle yatıcam...
  • Çok yaşa demeyi öğrendikten sonra her öksürene bile "çok yaşa, iyi yaşa." 
  • Uyurken: Seni çok seviyorum anneciğim, İyi uykular, Tatlı rüyalar... 
  • Misafirliğe gittiğimiz zaman mutfağa gider ve " Burada tabure var mı, size bakabilir miyim?"
  • Top oynarken, artık top yorulmuş oynamayalım diyen dedesine : " Topun ağzı yok ki öyle bir şey diyemez"